İyi bir takım mısınız?

“Bir araya gelmek başlangıçtır,
Birlikte olmayı sürdürmek süreçtir,
Birlikte çalışmak başarıdır – Henry Ford”

Bazı kritik kararlar alacağımız zamanlarda yanımızda birlikte düşünmek isteyeceğimiz, tartışabileceğimiz birilerine ihtiyaç duyarız. Bir görevin tamamlanmasına yönelik ortak hedeflerle ortak bir zeminde bireylerin bir araya gelmesi ile “Takım” oluşmuş olur. Arzulanan, takım üyelerinin aynı altyapıdan gelmiş olması ve en üst düzeyde uyumluluğu sağlamak amacıyla ortak bir amaçlarının olmasıdır. Takım üyelerinin hepsinin aynı konuda bilgi ve becerisi olması istenmez. Takımın toplam gücünün yüksek olması için takım üyelerinin her birinin ayrı becerilerde olup belli bir koordinasyon içinde tek bir birim gibi çalışarak birbirlerinin eksikliklerini tamamlaması istenir. “Transformers  filmini izleyenler bunu daha iyi anlayacaklardır. Bu filmde, her bir  “kahraman” bir diğerini mükemmel bir şekilde tamamlayarak ortaya muhteşem bir güç çıkarmaktadır.

Bir takım çalışmasında asla “1 numara” olmaz. Her bir üye öncelikle takımını ve takımının hedefini düşünür. Bir takımın başarısı, takım üyeleri arasındaki ilişkiye ve ortak çabalarına bağlıdır. Yıllardan bu yana Barcelona futbol takımını hep yıldız futbolcular oluşturmuştur ama hiçbiri bireysel oynayıp ön plan açıkmaz sürekli olarak takım oyunu oynarlar.

Takım çalışması nedir?

Adamın biri bir gün rüyasında ellerinin, ayaklarının, ağzının ve beyninin midesine karşı isyan ettiğini görmüş. 
Eller, "Sen işe yaramaz tembel! Biz bütün gün çalışıyoruz; testereyle kesiyoruz, çekiçle vuruyoruz, taşıyoruz, kaldırıyoruz, akşam olunca da şişlikler, yaralar ve çiziklerle dolu olarak eve geliyoruz. Eklemlerimiz ağrıyor, her tarafımız kirleniyor. Ya sen! Bütün gün burada oturup, atıştırıp duruyorsun." demişler. 
Ayaklar: "Evet aynı görüşteyiz. Bütün gün sağa sola yürümekten nasıl ağrıyoruz. Sense hep tıkınıp duruyorsun. Tıkındıkça seni taşımamız zorlaşıyor." Demişler. 
Ağız: "Evet doğru. O sevdiğin bütün yiyeceklerin nereden geldiğini soruyorum. Onları çiğneyen benim. Ben bitirir bitirmez sen yutuyorsun. Bu adalet mi?" diye bağırmış. 
Beyin: "Peki ya ben? Burada olmak kolay mı sanıyorsun, senin bundan sonra ne yiyeceğini düşünmek? Hala bunların hiçbir karşılığını almış değilim." Ve böylece vücudun bölümleri hiç sesini çıkarmayan mideye karşı şikâyetlerini sürdürmüşler Beyin: "Benim bir fikrim var." demiş "Hadi hepimiz bu tembel organa karşı isyan edip, onun için çalışmayı bırakalım." Diğer tüm organlar "Harika!" demişler "Senin için ne kadar önemli olduğumuzu sana göstereceğiz. Belki böylece biraz da olsa çalışmaya başlarsın." Hepsi çalışmayı bırakmış. Eller, kaldırma ve taşıma işlerinden vazgeçmiş. Ayak yürümemiş. Ağız, çiğneyip yutmayı bir süre bırakmış. Beyin bu parlak fikirler için bir süre çalışmamaya karar vermiş. 
Mide, aç olduğu zamanlardaki gibi biraz guruldamış önce ama bir süre sonra sesi kesilmiş. 
İsyan birkaç gün sürmüş. Gün geçtikçe adam kendini daha kötü hissetmeye başlamış. 
"Bu isyan bence daha uzamamalı, Yoksa açlıktan öleceğim." diye düşünmüş. 
Bu arada eller, ayaklar, ağız ve beyin oldukları yerde günden güne zayıflamaya başlamışlar. 
Önceleri mideyi kızdırmak için biraz canlanıyorlarmış ama sonraları onu yapmaya halleri kalmamış. En sonunda adam ayaklarından gelen çok cılız bir ses duymuş. 
"Acaba yanılıyor olabilir miyiz? Yoksa mide kendi görevini yapıyor muydu?" Beyin: "Ben de aynı şeyi düşünüyorum. Evet, yiyecekleri aldığı doğru ama sonunda gene bize yolluyormuş." diye mırıldandı. 
Ağız: "Hatamızı itiraf etmeliyiz. Mide eller, ayaklar, dişler ve beyin kadar görevini yapıyordu." demiş. 
"O zaman hadi hepimiz iş başına" diye bağırmışlar. 
Ve o anda adam uyanmış. Ayaklarının yürüyor olması, ellerinin yakalayabilmesi, ağızının çiğnemesi ve beyninin berrak bir şekilde düşünmesi onu rahatlatmış. Kendini çok daha iyi hissetmeye başlamış. 
Kahvaltıda midesini doldururken şöyle demiş: "Bu bana bir ders oldu. Ya hepimiz çalışırız, ya da hiçbir şey tek başına çalışamaz." 

“Takım” mısınız, “Grup” musunuz?

Grup ve takım aynı şey değildir. Grup dediğimiz zaman en az iki kişiden oluşan aralarında düzenli bir etkileşim kuran ve ortak bir amacı paylaşan insanlardan meydana gelen birleşmeleri anlıyoruz. Dolayısıyla gruplar belirli bir amacı gerçekleştirmek amacıyla oluştuklarından, gruplar başarılı takımlara dönüşebilirler. İş gruplarında kolektif bir çalışmaya ne ihtiyaç vardır, ne de bir fırsat söz konusudur. Amaç, bireyi çalıştığı yerde bireysel açıdan başarılı kılmaktır. Ortak bir çaba, ortak bir faaliyet söz konusu değildir. Dolayısıyla pozitif bir sinerji yaratarak grubun genel performansını arttırmak söz konusu değildir.

Buna karşın takım çalışmalarında koordineli çabalarla pozitif bir sinerji yaratılarak çalışanların bireysel girdilerinin üstünde bir çaba göstermeleri sağlanır. Bu da onların genel performans düzeylerini arttırır. Bu nedenle takım çalışmalarında bireylerin gösterdikleri performans grup çalışmalarından daha üstündür. Yöneticiler böyle bir etki oluşturmak amacıyla takımlar oluştururlar. Takım çalışmalarında üyelerin farklı alanlarda ihtiyaçları olmasına rağmen, her biri bir diğerinin tecrübe ve gücüne daha etkili olmak amacıyla gereksinim duyar. Sonuçta bir takım olarak çalışarak, en uygun kararlara ulaşmak ve amaçlarını gerçekleştirmek zorunluluğu ile bir araya gelirler.

Araştırmalar göstermiştir ki, iyi belirlenmiş ve çalışan takımları olan şirketler, tek kişilik başarılara dayanan şirketlere göre çok daha başarılı sonuçlar almaktadır.

Takım çalışması, çalışanların birbirine daha iyi bağlanması ve daha başarılı sonuçlar alması için temel gereksinimdir.

Şirketler bağışlarla ayakta kalmazlar: Satış hedeflerinin gerçekleştirilmesi zorunludur. Satışlar ve diğer yan işler belirlenen süre içinde tamamlanmak zorundadır. Bir takımda her bir takım üyesi ait olduğu takıma katkı yapmalı ve sorunlara çözüm getirmelidir.

Görevler, takım tarafından daha hızlı şekilde yerine getirilir: Tek bir kişi yapılması gereken işleri tek elden çalışacağı için takıma göre çok daha uzun sürede tamamlayacaktır. Çalışanlar birlikte çalışmaya başladıklarında iş yükü azalacak ve iş stresi daha az olacaktır.

Takım üyeleri arasında her zaman sağlıklı bir rekabet vardır. Çalışanlar arasında rekabet şirket için olduğu kadar çalışanlar için de iyi bir motivasyon unsurudur. Ancak bunun sağlıklı bir şekilde olması gerekir.

Takım çalışması aynı zamanda bireyler arasındaki bireysel ilişkiyi de geliştirir. Bireyler beraberce çalıştıkları için birbirlerini daha iyi tanırlar. Birbiri arasındaki iletişimi geliştiren çalışanlar aralarındaki çatışmalar azalır, birbirlerine olan bağı artar.

Takımda herkes birbirinden öğrenir. Herkes farklı bir bireydir ve kendine has özellikleri vardır. Herkes yaptıklarının bilinmesini ve takdir edilmek ister. Bu nedenle takım üyeleri birbirlerini tanıdıkça birbirlerine motivasyon kaynağı olurlar. Birisi hata yaptığında diğerleri onun hatasını düzelterek ona arka çıkarlar.

Hepimiz biliyoruz ki bütün işyerlerinde yöneticiler “takım çalışmasını” ister ve teşvik ederler. Ancak, takım olmak ile ilgili ne kadar bilgimiz var ve bunu ne kadar uygulayabiliyoruz?

En önemlisi, Kendinizi nasıl görüyorsunuz? Bir takım mı Yoksa bir grup mu?


Eğitimlerimiz & Seminerlerimiz


Takım Liderliği ve Takım oluşturma

Satış ve Pazarlama yönetimi eğitimleri

Satış ve Pazarlama ekibi yönetimi danışmanlığı

Ekibinizin motivasyonu ve eğitim ihtiyaçları

Satış ve Pazarlama yönetimi danışmanlığı

Stratejik danışmanlık ve  Liderlik konularında bizimle görüşmek isterseniz bize ulaşabilirsiniz.

Yorum Yazın